Kategori: Öykü / Deneme / Şiir

Koca Bir Kalıp Buz

Koca bir kalıp buzu alnının orta yerine bastırırken, etraftakilerin rahatça duyabileceği kadar yüksek ama sanki kendi kendine söyleniyormuş gibi alçak bir ses tonuyla “Sıçarım böyle işin içine. Bir daha da gelirsem ne olayım!” diye söylendi. Duyanların bir kısmı oralı bile olmadı, bir kısım da olay büyümesin diye gereken tepkiyi vermekten kendini alıkoydu. Rüstem’in şu anki […]

Yakışıksız

Kıvanç, karşımda öylece durmuş bana bakıyordu. Sol gözünün altında beş santim uzunluğunda bir yarıktan çenesine doğru kanlar akıyordu. Her zamanki pis sırıtışı vardı yüzünde.  Sonunda bu pisliğin karizmasının içine etmiştim. Kabul ediyorum. İlk başlarda çok havalıydı. İstiklal Caddesi gibi kalabalık yerlerde yürümeye bayılırdım. Bir çok insan beni yolumdan çevirip fotoğraf çektirirdi. Hatta bazen bu kişiler […]

Gel

– Gelmiyor musun canım? dedi. Elini kapının kenarına dayamıştı. “Gel” der gibi bakıyordu. “Geliyorum” cevabını bekliyordu. Yalnız başına yatağa girmeyi sevmiyordu. “Sarılıp uyuyamayacaksam neden evlendim?” tezinin en güçlü savunucularındandı. Yorgun gözlerimi okuduğum kağıt tomarından kaldırıp kapıya yöneltti. Sonra tekrar elimdeki kağıtlara… Kenarından parmaklarını yüzdürüp okuması gereken şeyleri kestirmeye çalıştı. Çok vardı. Sayamadı tam. – Yok […]

Babamın Paylaşılamayan Şiirleri

Hemen söyleyeyim. Bir babanın şiirlerinin, tıpkı geride bıraktığı mal mülk gibi, çocukları tarafından paylaşılamaması değil bahsettiğim. Benim babamın şiirleri hiç paylaşılamadı. Hiç sosyal medya yüzü görmedi o şiirler. Kimsenin Facebook duvarında ışıldamadı, ya da kimse tarafından “Retweet”lenmedi. Seveni çoktu ama kimse onu fenomen yapmadı, hiç kimse hiç bir şiirini yıldızla gösterilen favorilerine eklemedi. Benim babamın […]

Hayal Bile Kurdurmuyorlar İnsana

Hayal bile kurdurmuyorlar insana. Her taraftan hücum ediyorlar. Hayal bile kuramıyor artık insan. Gerçeği illa ki tırtıklıyor ucundan köşesinden. Bi de gerçeği gözüne gözüne sokuyorlar insanın. Hayal kırıklığı yaşamamak için hayal kurmuyor insan. Hayal kurmak için ne gerekiyorsa hepsinden uzağa, kalabalığa ve bilgi kirliliğinin içine içine koşuyor. O Adam Aslında Ölü Sinemadayım. Film öncesindeki reklamları […]

Park

Bir taksiye atlamak istedim. Binmek de diyebilirdim ama at üstündeki ecdadımız bu lafı daha afili kılmış bize. Atladığım taksideki şoför abimle, her zaman yaptığım gibi bi sohbete girişmek istedim. Hani çok da normal bi şey gibi ifade edilen, insana “Peki sen kimsin?” dedirten plaza deyimiyle “halkın arasına karışma” durumunu yaşamak istedim. Hani bu insanlar metrobüse […]

Sahip Olmadığı Hayatları Yaşayanlar

Bir adam koşuyor hızlıca yanımdan. Elinde bir araba anahtarı. Belli ki acelesi var. Arkamı dönüp bakıyorum. Son model bir Audi’ye biniyor A kaç olduğunu merak ettiğiniz üzere. Koltuğa yerleşiyor ama hiç keyfine varacak vakti yok, emniyet kemerini bile takmıyor. Basıyor gaza ve tekrar geçiyor yanımdan hızlıca. On metre ileride durup iniyor arabandan. Kapıyı açıyor ve […]

Kantitatif (Rakamsal) Saplantı

Ta doğduğumuz zaman başlıyor mesele. Kaç kg doğdu? 3 kilodan az mı fazla mı? Neyse önemli değil sağlıklı olsun da. Büyümeye başlarken de boyumuz ölçülüyor. Kısa kalırsak üzülüyoruz. Ne kadar uzun olduğumuz önemli çünkü. Uzun boylu insanların eş bulmaktan tutun da iş hayatında başarılı olmaya kadar pek çok alanda avantajlı oldukları ispatlanmış bir gerçek. Okula […]