Selamlar,
Erdoğan’ın logosu piyasaya çıktı. Logoya gelmeden önce bi konuyu netleştirelim. Bu seçimin bir Cumhurbaşkanlığı seçimi olmayacağını belirtmekte fayda var. Evet, bu seçim kesinlikle Cumhurbaşkanlığı seçimi olmayacak. Bu seçim Başkanlık seçimi olacak. Erdoğan bunun sinyallerini epeydir veriyordu zaten de şimdi yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Twitter’daki bu #etiket olayı özetliyor bence. #yenitürkiyeninbaşkanı
Bundan bir sene önce gezi olayları sırasındaki gözlemlerimi bir pazarlamacı bakış açısıyla kaleme alırken Başbakan’ın iletişimden anlamıyor olmadığını, “Bu sefer fena çuvallamadığını” ve bir “var-yok” seçimi için alt yapı hazırladığını yazmıştım. Özetle şöyle demiştim:
“Siyasi iletişimde yeni bir deterjan lanse eder gibi ya da bir ürün reklamı yapar gibi iletişim kurgulayamazsınız. Taraf bulmanız ve taraftar yaratmanız gerekir (Kaldı ki pek çok Amerika menşeli ticari marka taraf yaratmayı başarabilmiştir. Bu konuyu Zıtlıklar Bir Birini Var Eder (2009) başlıklı yazımda daha detaylı ele almıştım). Futbol takımı taraftarı olmak da buna benzer. Marka tercihinin rasyonel kriterlere dayanmadığı ya da dayandırılmak istenmediği durumlarda, tercih “Taraf Seçtirme” yoluyla yapılır. Bu, kişileri iki taraflı bir seçim yapma yoluna soktuğu için diğer alternatifleri elemeyi sağlar. Çünkü iki kutuplu bir dünya yaratılmıştır. Bitaraf olma şansı ise bu nedenle çok düşüktür.”
Şu gün geldiğimiz noktada planın uygulanmaya başladığına şahit oluyoruz. Başkanlık modelinin de bu seçim sürecinde, insanların konuya ilgilerinin üst düzeye çıktığı bu zamanda, masaya yatırılacağına kesin gözüyle bakıyorum. Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin konuşulacağı da kesin. İnsanlara Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamlarının teke indirilmesinin rasyonelleri bu şekilde anlatılacak. Ve Başbakan’ın bugünkü konuşmasından bir cümle:
“Cumhurbaşkanı tarafsız olsun derken esasen devletin tarafında milletin karşısında durmasını istiyorlar.”
Başbakan seçim konuşmasında Cumhurbaşkanı’nın bundan kelli “Daha aktif” olacağının mesajlarını da veriyor. Paralel yapıyla mücadele etmekten tutun da çözüm sürecine kadar işin içinde olacağını belirtiyor. Bunu da gayet güzel bir şekilde Cumhurbaşkanı’nı artık halkın seçecek olmasına bağlıyor. Yani mantık çok basit ve akıllıca. Öncekileri halk seçmediği için kısıtlı yetkisi vardı ve iyi ki de öyleydi. Şimdi her şey değişecek.
“27 Mayıs’ın bir izi daha siliniyor. Cumhurbaşkanlığının milleti temsil eden makam olmasıyla Türkiye vesayet zincirinin en önemli halkasından kurtuluyor.”
“Cumhurbaşkanı cumhuriyeti cumhuru ve cumhurun birliğini temsil eder. Kimse kimseyi aldatmasın. Devletin bütünlüğünü sağlamak cumhurbaşkanının en önemli vazifesidir. Halk tarafından seçilmesi cumhurbaşkanlığı makamına güçlü meşruiyet sağlayacak bu sayede bu makam asıl anlamını bulacaktır. Sağlıklı bir denge kurulacak ve denetleme imkanı olacak. Kamu kurumları da buna göre hareket edecek Türkiye’nin geleceği için verimli çalışacaktır.”
Başbakanın konuşmasını dinlemediyseniz metni mutlaka okuyun. Çoğu zaman cuma vaazlarında bile bu kadar dua yok. Konuşmasında bu kadar dini bir ağırlığın bulunması hem rakibinin güçlü kasını hafifletmek çabası hem de Allah gibi, hemen hemen hiç kimsenin itiraz edemeyeceği, bir gücün yanında görünme isteğindendir. Yani onu seçen İslam’ı seçmiş gerçek mümin olacak. Onu seçmeyen ise Gezici, camide içki içen anarşist kesimin bir parçası olacak.
Logoya gelince. Logoyla ilgili söyleneceklerin bir kısmını Ali Saydam bu linkte Söylemiş. Tabi kendisi bir grafik tasarımcı değil ve uzmanlığı bu yönde değil. Bu nedenle bir iletişimci gözüyle, verdiği mesajlara göre değerlendirmiş.
Burada bence “Hazırlıklı olma” tespiti çok doğru. Başbakan kesinlikle daha hazırlıklı girecek görünüyor seçime. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bir logosu, bir seçim vaadi (henüz) yok. Olsa bile ne yazık ki daha iyi olacağına dair bir umudum yok.
Erdoğan logosunun Obama’nınkine benzemesi de çok önemli değil. Mesaj taşıyan bir logo olması artı bir değer. Çünkü Obamayla aynı seçime girecek değiller. Asıl mesele Ekmeleddin İhsanoğlu’nun logosunun benzememesi. Farklı mesajlar içermesi ve ayrışması. Ha, Obama’nınkine benzemese daha mı iyi olurdu. Evet daha iyi olurdu. Peki bu benzerlik seçimin sonucunu etkiler mi: %0.0000
Bakalım iletişim stratejilerinde zevk veren şeyler görecek miyiz.